KİLİSE DİSİPLİNİ ÜZERİNE BİR EL KİTABI
KİLİSE DİSİPLİNİ ÜZERİNE BİR EL KİTABI
Oyuncularına talimat veren ama onlara asla antrenman yaptırmayan bir antrenör hakkında ne düşünürdünüz? Ya da dersi anlatan ama öğrencilerinin hatalarını asla düzeltmeyen bir matematik öğretmeni hakkında? Ya da sağlıktan bahseden ama kanseri görmezden gelen bir doktor hakkında?
Muhtemelen hepsinin işini yarım yaptığını söylerdiniz. Sporculuk eğitimi talimat ve antrenman gerektirir. Öğretim açıklama ve düzeltme gerektirir. Doktorluk sağlığı teşvik etmeyi ve hastalıkla savaşmayı gerektirir. Öyle değil mi?
Tamam, peki öğreten ve öğrencileri olan ama kilise disiplinini uygulamayan bir kilise hakkında ne düşünürdünüz? Bu size mantıklı geliyor mu? Birçok kilise için bunun mantıklı olduğunu varsayıyorum çünkü her kilise öğretiyor ve öğrencileri var ama çok azı kilise disiplinini uyguluyor. Sorun şu ki, disiplini olmayan öğrenciler yetiştirmek, ancak tümörleri görmezden gelen bir doktor kadar mantıklıdır.
Kilise disiplinini uygulama konusundaki isteksizliği anlıyorum. Birçok farklı nedenden dolayı bu zor bir konudur. Yine de, kilise disiplinini uygulama konusundaki, çoğumuzun da muhtemelen hissettiği bu isteksizlik, kendimizi Tanrı’dan daha akıllı ve daha sevgi dolu gördüğümüzün bir göstergesi olabilir. Sonuçta Tanrı, “sevdiğini terbiye eder, oğulluğa kabul ettiği herkesi cezalandırır” (İbr. 12:6). Bizler bir şeyleri Tanrı’dan daha mı iyi biliyoruz?
Tanrı kendi çocuklarını onların yaşamları, büyümeleri ve sağlıkları için disipline eder: “Tanrı, kutsallığına ortak olalım diye bizi kendi yararımıza terbiye ediyor” (İbr. 12:10). Evet, bu acı verici bir şeydir ama buna değer: “Terbiye edilmek başlangıçta hiç tatlı gelmez, acı gelir. Ne var ki, böyle eğitilenler için bu sonradan esenlik veren doğruluğu üretir” (İbr. 12:11). Bir doğruluk ve barış hasadı! Bu oldukça güzel bir resim.
Kilise disiplini nihayetinde kilisenin büyümesini sağlar, tıpkı bir gülü budamanın daha fazla gülün açmasını sağlaması gibi. Başka bir şekilde söylemek gerekirse, kilise disiplini Hristiyan öğrenciliğinin bir yönüdür. (İngilizce’de) “Öğrenci” (disciple) ve “disiplin” (discipline) kelimeleri köken açısından kuzendir. Her iki kelime de öğretim ve düzeltme içeren eğitim alanından gelir. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, yüzyıllardır “geliştirici disiplin” ve “düzeltici disiplin” olmak üzere iki farklı kavrama da atıfta bulunulmaktadır.
Bu el kitabıyla amacım, okuyucuya düzeltici kilise disiplininin temellerini tanıtmaktır. “Ne”, “ne zaman”, “nasıl” ve birkaç kelimeyle de “neden” gibi soruların üzerinde duracağım.
KİLİSE DİSİPLİNİ NEDİR?
Düzeltici kilise disiplini nedir? Kilise disiplini, topluluğun ve üyelerinin yaşamlarındaki günahı düzeltme sürecidir. Bu, kişiyle birebir olarak konuşarak günahı öğüt ve ihtarla düzeltmek anlamına gelebilir. Ayrıca günahın, kişiyi üyelikten resmen uzaklaştırarak düzeltilmesi anlamına da gelebilir. Kilise disiplini herhangi bir şekilde yapılabilir ancak amaç her zaman Tanrı’nın halkı arasında, O’nun yasasına yapılan ihlalleri düzeltmektir.
İntikamcı Olmayan, İyileştirici, İletici ve İleriye Yönelik Bir Düzeltme
Günahın bu şekilde düzeltilmesi bir intikam eylemi değildir ve bu kendi başına Tanrı’nın adaletinin gerçekleştirilmesi anlamına gelmez. Aksine, bu iyileştirici, iletici ve ileriye yönelik bir düzeltmedir. İyileştiriciden kasıt, bunun bireysel olarak Hristiyan’a ve aynı zamanda da topluluğa, tanrısallıkta, yani Tanrı benzerliğinde büyümede yardımcı olduğudur. Kilisenin bir üyesi dedikodu ya da iftiraya kapılırsa, başka bir üye bu günahı düzeltmelidir ki, dedikoducu dedikodu yapmayı durdursun ve bunun yerine sevgi sözleri söylesin. Tanrı, kendi sözlerini insanlara haksız yere zarar vermek için kullanmaz ve O’nun halkı da, böyle yapmamalıdır.
Kilise disiplininin iletici olduğunu söyleyerek, bunun Tanrı’nın gerçeğinin ışığını, yanlışların ve günahların üzerine yansıttığını kastediyorum. Bu, kişinin veya bedenin yaşamındaki kanseri görünür kılar ve böylece kanser kesilip atılabilir. Günah tam bir kılık değiştirme ustasıdır. Örneğin dedikodu, “dindar bir kaygı” maskesini takmayı sever. Dedikoducu kişi, sözlerinin makul ve hatta sevgiden olduğunu düşünebilir. Oysa kilise öğrencisi, günahın ne olduğunu ortaya çıkarır. Günahı hem günahkâra hem de ilgili olan herkese gösterir, öyle ki, herkes öğrensin ve herkes fayda görsün.
Kilise disiplininin ileriye yönelik olduğunu söyleyerekse, bunun bizleri şimdiki zamanda, gelecek olan o daha da büyük yargıyla ilgili uyaran küçük bir resim olduğu kastediyorum (örn. 1.Kor. 5:5). Böyle bir uyarı, baştan aşağı merhamet doludur. Bir sınıf öğretmeninin, bir öğrencisinin cesaretinin kırılacağından korkarak, dönem boyunca onun başarısız sınavlarına geçer notlar verdiğini düşünün. Ancak öğrenci dönemin sonunda yine başarısız olacaktır. Bu merhametli olmazdı! Aynı şekilde, kilise disiplini günaha yakalanan bir kişiye sevgiyle şunu söylemektedir: “Dikkatli ol. Bu yolda devam edersen, çok daha büyük bir cezayla karşılaşacaksın. Lütfen, artık bu yoldan geri dön.”
İnsanların disiplini sevmemesi şaşırtıcı değil. Disiplin zordur. Ancak Tanrı’nın şimdiden, nispeten küçük yollarla da olsa, gelecek olan büyük yargı hakkında halkını uyarması ne kadar da merhametli bir şeydir!
Disiplinin Kutsal Kitap’a Dayanan, Teolojik Temelleri
Kilise disiplininin arkasında, kurtuluş tarihinin büyük projelerinden biri vardır. Bu, Tanrı’nın düşmüş insanlarını, Tanrı’nın yardımsever ve yaşam getiren egemenliğini yaratılışın her yerine yayarak, bir kez daha Tanrı’nın suretini yansıtır bir hale getirme projesidir (Yar. 1:26-28; 3:1-6).
Adem ve Havva, Tanrı’yı yansıtmalıydı. İsrail Krallığı da öyle. Yine de Adem ve Havva’nın Tanrı’nın Egemenliği’ni, bu egemenliği kendi şartlarıyla yönetme arzularıyla birlikte düzgün bir şekilde temsil edememeleri, onların Tanrı’nın yeri olan Bahçe’den sürgünleriyle sonuçlandı. İsrail’in Tanrı’nın yasasını yerine getirememesi ve Tanrı’nın karakterini uluslara yansıtamaması da, benzer şekilde bir sürgünle sonuçlandı.
Tanrı’nın benzerliğinde yaratılan varlıklar olarak, eylemlerimiz de özünde O’ndan bahsetmektedir, tıpkı karşılarındaki nesneyi temsil eden aynalar gibi. Sorun şu ki, düşmüş insanlık şekilleri yamuk yumuk gösteren bozuk aynalar misali Tanrı’nın suretini bozmaktadır. Örneğin, düşmüş insanlık yalan söylediğinden dolayı, dünya da Tanrı’nın kendi sözlerine güvenilemeyeceği sonucuna varmıştır. O da bir yalancı olmalıdır. Bir yaratık nasılsa, yaratıcısı da öyle olmalıdır. Böyle düşünülür.
Şükürler olsun ki, Adem’in bir oğlu, İsrail’in bir oğlu, Tanrı’nın yasasını mükemmel bir şekilde yerine getirdi. Bu kişi, Pavlus’un “görünmez Tanrı’nın görünümü” olarak tarif edeceği kişiyle aynı kişiydi (Kol. 1:15). Şimdi, bu tek Oğul’da bir olanlar, o “suret”i taşımaya çağrılmaktadırlar. Bunu yapmayı da, “yücelik üstüne yücelikle” kilise yaşamı aracılığıyla öğreniyoruz (bkz. 2.Kor. 3:18; Rom. 8:29; 1.Kor. 15:49; Kol. 3:9-10).
Yerel kiliseler, ulusların Tanrı’yı gerçekten ve dürüst bir şekilde yansıtan insanları görüp bulmak için gidebilecekleri yerler olmalıdırlar. Dünya, yerel kiliselerin kutsallığını, sevgisini ve birliğini göz önüne aldıkça, Tanrı’nın neye benzediğini daha iyi bilecek ve O’nu övecektir (örneğin Mat. 5:14-16; Yuh. 13:34-35; 1.Pet. 2:12). Dolayısıyla da kilise disiplini, halkından birinin kendi itaatsizliği sonucu Tanrı’nın kutsallığını, sevgisini veya birliğini temsil etmediği zaman, kilisenin kişiye verdiği tepkidir. Bu, Mesih’in bedeninin yaşamı içerisinde ortaya çıkan yanlış suretleri düzeltme girişimidir, tıpkı bir aynadaki lekeleri temizlemek gibi.
Belirli Metinler
İsa, Matta 16:16-19 ve 18:15-20’de, yerel topluluklara kendi disiplinlerini verme yetkisi verir. İlk olarak Matta 16:18’de belirtilen, bu dünyada bağlamak ve çözmek için verilen anahtarların gücü, Matta 18:15-20’de yerel topluluğa verilir. Bunu aşağıda daha dikkatlice ele alacağız.
Pavlus, 1. Korintliler 5, 2. Korintliler 2:6, Galatyalılar 6:1, Efesliler 5:11, 1. Selanikliler 5:14, 2. Selanikliler 3:6-15, 1. Timoteos 5:19-20, 2. Timoteos 3:5 ve Titus 3:9-11 dahil olmak üzere, birçok yerde kilise disiplini süreçlerini açıklar.
Yuhanna, 2. Yuhanna 10’da bir tür disiplini ifade eder. Yahuda, Yahuda 22 ve 23’te benzer bir şeyden bahsetmektedir. Daha fazla örnek de verilebilir. Gerçekten de kilise disiplini, İsa ve İncil yazarlarının dinleyicilerine yaşamlarındaki günahı birlikte düzeltmelerini her söylediklerinde akıllarında olan şeydir.
BİR KİLİSE NE ZAMAN DİSİPLİN UYGULAMALIDIR?
Bir kilise ne zaman disiplin uygulamalıdır? Kısa cevap şudur: birisi günah işlediğinde. Ancak gayri resmi veya resmi kilise disiplini hakkında konuşup konuşmadığımıza bağlı olarak, Jay Adams’ın özel yüzleştirmeler ve tüm kilise topluluğunu kapsayan açık yüzleştirmeler arasındaki ayrımını kullanacak olursak, cevap farklılık gösterebilir.
Herhangi bir günah, ciddi nitelikte olsun olmasın, imandaki iki kardeş arasında birebir uyarıya sebebiyet verebilir. Bu, kilise üyelerimizin her bir günahında onları azarlamamız gerektiği anlamına gelmez. Bunun anlamı, ne kadar küçük olursa olsun her günahın, iki Hristiyan arasında özel olarak sevgiyle ele alınabilecek bir nitelikte olduğudur.
Hangi günahların resmi veya kilise topluluğunu kapsayan düzeltici disiplin gerektirdiği sorusuna dönersek, burada biraz daha dikkatli davranmamız gereklidir.
Kutsal Kitap’a Dayalı Listeler
Eski teolojilerden bazıları, resmi disiplini uygulamanın ne zaman yerinde olacağıyla alakalı bazı listeler yapmıştır. Örneğin, Toplulukçu görüşteki bir pastör olan John Angell James, beş çeşit suçun disiplin gerektirdiğini söylemiştir: (i) skandal olarak nitelendirilen ahlaksızlıklar (ör. 1.Kor. 5:11-13); (ii) Hristiyan doktrinini inkâr (örn. Gal. 1:8; 2.Tim. 2:17-21; 1.Tim. 6:35; 2.Yuh. 10); (iii) kiliseyi bölme çabası (Tit. 3:10); (iv) ihtiyaç duyduklarında yakın akrabalarına yardım etmeme (örn. 1.Tim. 5:8); (v) ve uzlaşılamayan düşmanlık (örn. Mat. 18:7).[1]
Bu tür Kutsal Kitap’a uygun listeler bir noktaya kadar bize yardımcı olabilir. Burada belirtilen günahların her birinin hem ciddi hem de dışarıdan da görülür olduğuna dikkat edin. Bunlar sadece yürekteki içsel günahlar değildir. Gözle görülür ve kulakla duyulur şeylerdi