FELSEFE VE TANRI
FELESEFE VE TANRI
Koloseliler 2: 8-9
Dikkatli olun! Mesih’e değil de, insanların geleneğine, dünyanın temel ilkelerine dayanan felsefeyle, boş ve aldatıcı sözlerle kimse sizi tutsak etmesin. Çünkü Tanrılığın bütün doluluğu bedence Mesih’te bulunuyor.
Felsefeyle, boş ve aldatıcı sözlerle kimse sizi tutsak etmesin. Sahte öğretişler, insanlardaki değerli olan şeyleri alır, yerine de hiçbir şey vermezler. Felsefenin sözcük anlamı ‘bilgeliği sevme’dir. Felsefe kötü değildir, ancak insanlar Rab İsa Mesih’ten farklı bir bilgelik aramaya başladıklarında, kötü olmaya başlar. Bu sözcük burada, yalnızca tanrısal esinle anlaşılabilecek şeyleri, insanın kendi zekasıyla araştırıp bulma çabalarını tanımlamak için kullanılmıştır (1Ko.2:14).
Kötüdür, çünkü insan aklını Tanrı’nın üstünde görerek Yaratıcı’dan çok
yaratığa tapar.
Bu, akılcılık ve anlıkçılıkla (rasyonalizm ve entelektüalizm) övünen günümüz liberallerinin temel özelliğidir. Boş ve aldatıcı sözler, bir grup insana gizli gerçekleri açıkladığını söyleyip sahte ve değersiz öğretişler vermeyi kasteder. Gerçekten içinde bir şey yoktur. Yalnızca merak uyandırıp bazı kişileri etrafında toplar. Ayrıca onları “seçilmişler” grubuna dahil ederek gururlarını okşar. Pavlus’un karşı olduğu, Mesih’e değil de, insanların geleneğine, dünyanın temel ilkelerine dayanan felsefelerle boş ve aldatıcı sözlerdir. İnsanların geleneğine denirken kastedilen, insanların icat ettiği, ancak Kutsal Kitap’ta temeli olmayan dinsel öğretişlerdir.
Dünyanın temel ilkeleri, geleneklere, adetlere ve insanların Tanrı’nın iyiliğini elde etmek için kullandığı düzenlere işaret eder. Musa’nın Yasası, gelecekte olacak şeylere yönelikti. Yürekleri gelecek olan Mesih’e hazırlayan bir “ilkokul” gibiydi. Şimdi buna geri dönmek, Tanrı’nın Oğlu’nun yerine geçersiz kalmış bir sistem getirmeye çalışan sahte öğretmenlerin çıkarına olur. Pavlus Koloseliler’in, kendilerine verilmek istenen her türlü öğretiyi, Mesih’in öğretisiyle uyum içinde olup olmadığı yönünde sınamalarını istiyordu.
Elçi Pavlus’un okuyucularını sürekli olarak Mesih’in kişiliğine yönelttiğini görmek çok güzeldi. Burada, Kutsal Kitap’ta bulunan ve Rab İsa Mesih tanıklığıyla ilgili en açık ve görkemli ayetlerden birini veriyor. Çünkü Tanrılığın bütün doluluğu bedence Mesih’te bulunuyor. Mesih’in Tanrı olduğu gerçeğine ilişkin olarak verilen çok sayıdaki kanıta dikkat edin. Öncelikle, O’nun Tanrılığı söz konusudur. İkinci olarak, Tanrılığın doluluğu bulunmaktadır.
Bu, Rab İsa’nın Tanrılığını reddeden Gnostisizmin birçok biçimine etkili bir yanıttır; Hristiyan Bilim, Yehova Şahitleri, Üniteryenler, vb. Vincent şöyle der: “Ayetin belirgin iki iddiası vardır:
1) Tanrılığın doluluğu sonsuza dek Mesih’te bulunmaktadır…
2) İnsan olarak bir bedene sahip oluşumuz gibi Tanrılığın doluluğu O’nda bulunmaktadır.
Sözü edilen tarikatların çoğu Mesih İsa’da bir çeşit Tanrılığın olduğunu kabul ederler. Bu ayet Tanrılığın bütün doluluğunun O’nda, O’nun insanlığında bulunduğunu belirtiyor. İddia edilen şey açıktır: Eğer Rab İsa Mesih’in kişiliğinde böyle bir yeterlilik varsa, neden O’nu küçümseyen ya da yok sayan öğretişlerle yetinelim?